
İnsan Dili ve Hayvan İletişimi Arasındaki Farklar
Aralık 16, 2023
İnsanların dile sahip tek tür olup olmadığı tartışmalı bir konu olmuştur. İnsan dili, diğer tüm hayvan türlerinin iletişim sistemlerinden hem niteliksel hem de niceliksel olarak farklıdır. Dilbilimciler yıllarca insan dilini hayvanların iletişim sistemlerinden ayıran bir tanım oluşturmaya çalışmıştır. Örneğin, Dilbilimci Hockett tüm türlerin iletişim sistemlerinin tasarım özellikleri olarak adlandırdığı bir liste oluşturmuştur.
Bu listeye göre insan dilinin hangi açıdan farklı olduğu ve diğer türlerde olmayan özellikleri ortaya konmuştur. Her ne kadar bu tasarım özellikleri birtakım eleştirilerin hedefi olmuşsa da, insan dilinin benzersiz özelliklerini tanımlamada oldukça isabetli olarak kabul görmüştür. Hazırsan, birlikte bu özellikleri keşfedelim!
Akıcı bir şekilde İngilizce konuşmak için ilk adımı yan tarafta yer alan formu doldurarak atabilirsin.
- İnsan dili, yalnızca birleştirildiklerinde anlam yaratan ayrık, tekrarlanabilir birimlerden oluşur. Bu birimleri birleştirerek yeni kelimeler ve cümleler kurabiliriz. Bu anlamda, her dilin bu birimlerin nasıl birleştirilebileceğini belirleyen bazı kuralları vardır. Örneğin, İngilizcede çoğul “-s” takısı yalnızca sözcüklerin sonuna gelebilir, “cats” gibi. Asla “scat” olarak kullanılmaz. Türkçede “ile” edatı isimden sonra gelebilirken, İngilizcede “with” edatı isimden önce gelmek zorundadır. Örnek verecek olursak, “Mehmet ile çalıştım.” cümlesi İngilizcede “I studied with Mehmet” olacaktır.
- Sözcükler, daha küçük fakat anlamsız birimlerden oluşur. Sesler olarak bildiğimiz fonemler, sözcükler arasında ayrım yapmakla birlikte kendi başlarına anlamsızdırlar. Örneğin, “man”, “mat” ve “map” sözcüklerini ele aldığımızda /n/, /t/ ve /p/ sesleri bağımsız bir şekilde anlam ifade etmemektedir, fakat farklı anlamlara sahip bu üç sözcüğü birbirlerinden ayırırlar. Bu anlamda, bu kombinasyon çeşitliliği diğer türlerin iletişim yeteneklerinde olmayan ve insan dilini diğerlerinden ayıran bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır.
- İnsan dili, burada ve şu anda olan şeyler dışında mevcut olmayan şeyler hakkında iletişim kurmayı mümkün kılmaktadır. Diğer türler yalnızca kendi yakın konumları ve zaman hakkında iletişim kurmaya kısıtlıyken, insanlar herhangi bir zaman ve yer hakkında, hatta gerçekte var olmayan bir şey hakkında bile iletişim kurabilmektedir.
- İnsan dilinde, iletişim kurmak için kullanılabilecek sözcük ve cümle kombinasyonu sonsuzdur. Ayrıca daha önce üretilmemiş bir mesajı anlama ve üretme becerisi de insanlara özgüdür. Bu anlamda yaratıcılık da, örneğin yeni sözcükler türetmek, diğer türlerin iletişim sistemlerinde görülmeyen bir özellik olarak kabul edilmektedir.
Dilin sadece Homo Sapienlere özgü olduğu fikrini savunanlardan biri de modern dilbilimin babası Noam Chomsky’dir. Evrensel dilbilgisi teorisinde, insanların dil edinme, düşüncelerini ifade etme ve iletişim kurma konusunda doğuştan gelen bir yeteneğe sahip olduğunu, diğer türlerin ise bu eşsiz beceriden yoksun olduğunu öne sürmüştür.
Bir tür genetik mutasyonun Homo Sapienlerin beynini şekillendirdiğine ve zihinsel süreçlerini değiştirerek onları diğer türlerden farklı kıldığına inanılmaktadır. Genetik temele odaklanmaya devam edersek, dil ve iletişimle ilgili olan Fox p2 geninden de bahsetmeliyiz. Bu genin sadece insanlarda bulunduğuna ve insanları hayvanlardan farklı kılan şeyin de tam olarak bu gen olduğuna inanılıyordu. Fakat Homo Sapienlere özgü olduğu düşünülen Fox p2 geni Neandertallerde de bulunmuştur. Ancak elbette Homo Sapienlerde özel bir şeyler var. Homo Sapienlerin sosyal bir hayvan olmaları onları iletişim kurmaya sevk etmiştir.
Özetle, dili yalnızca gerçekliği tanımlamak için kullanan diğer türlerin aksine, insanlar dünya, kendileri ve diğerleri hakkında bilgi paylaşabilir, yalnızca gerçek şeyler hakkında konuşmakla kalmaz, aynı zamanda var olmayan şeyler hakkında da konuşabilir, hatta dedikodu bile yapabilirler. İşte tam da bu yüzden insan dili eşsizdir.
Sonuç olarak, insanların dil açısından ekolojik olarak özel oldukları ve bu özelliğin sadece beyinlerinin büyüklüğünden, tesadüfi bir genetik mutasyondan ya da sözde bir dil geninden değil, bilişsel yeteneklerinden (yani soyut, sembolik düşünme), sosyal işbirliklerinden ve ‘benlik’ duygusundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu anlamda, yeni bir dil öğrenmenin de davranışlarımızı, iletişimimizi ve bilişimizi keşfetme konusunda sınırları zorlamamızı sağladığı söylenebilir. Eğer İngilizce öğrenmek ve böylelikle dünyaya ve kendine farklı bir pencereden bakmak, farklı bir yol keşfetmek istersen seni Open English’e davet ediyoruz!
Verimli bir şekilde İngilizce çalışmanın yolu yan taraftaki formu doldurmanda gizli!
İngilizce Öğrenerek Yeni Bir Dünyanın Kapılarını Arala!
Hayat, keşfetmek ve öğrenmekle dolu bir yolculuktur. İşte, İngilizce öğrenmek de tam olarak böyle bir keşif sürecidir. Bir dil öğrenmek, sadece yeni bir dil öğrenmek değil, aynı zamanda yeni bir dünyanın kapılarını aralamak ve kendi iç dünyamızı keşfetmek anlamına gelir. Ancak, bu yolculukta atacağın adımlar ve sana kimin eşlik edeceği de oldukça önemlidir. İngilizce öğrenme yolculuğunda kendi sınırlarını aşmak ve yeni bir perspektife sahip olmak için Open English doğru adres!
Seviyene uygun, özelleştirilmiş ders programları, ana dili İngilizce olan öğretmenler ve her an erişim sağlayabileceğin sınırsız içerik sayesinde, İngilizce öğrenmek Open English ile çok kolay! Eğer sen de Open English ile bu yolculuğa başlamak istersen sayfamızdaki formu doldurman yeterli. Hemen bugün kaydol ve yeni bir dünyanın kapılarını Open English ile arala!