
Y İle Başlayan Phrasal Verb’ler ve Türkçe Karşılıkları
Ağustos 6, 2023
Phrasal verb’ler, bir fiil ile bir veya daha fazla zarf veya edatın bir araya gelerek anlamını değiştirdiği ifadelerdir. İngilizcenin en karmaşık ve renkli yapılarından biri olan phrasal verb’ler, dil öğrenme sürecinde önemli bir rol oynar.
Dil öğrenme sürecinde phrasal verb’lerin öğrenilmesi, dil becerilerini geliştirmede kritik bir faktördür. Özellikle konuşma ve dinleme becerilerini geliştirmek için çok değerlidirler çünkü günlük konuşma dilinde sıkça kullanılırlar.
Phrasal verb’lerin bir kelime yerine bir ifade olarak kullanılması, anlam çeşitliliğini artırır. Bir phrasal verb birden fazla anlama gelebilir ve bu, konuşma ve yazma becerilerini daha zengin hale getirir.
Phrasal verb’lerin anlamları, bireysel kelimelerin anlamlarından türetilmez. Bu nedenle, öğrenirken kelimenin tümüne odaklanmak önemlidir. Ayrıca, phrasal verb’lerin farklı anlamları ve kullanımları olabileceğini unutmamak gerekir.
Phrasal Verb Öğrenmekte Zorlanıyor musun?
Phrasal verb’leri ezberlemek ve doğru kullanmak bazen zorlu bir görev gibi görünebilir, ancak endişelenmene hiç gerek yok! Open English online İngilizce kursu olarak dil becerilerini geliştirmede yardımcı oluyor. Bu sayede phrasal verb’leri anlamak artık çok daha kolay hale gelecek.
Neden Open English?
✅ Uzman Eğitmenler: Deneyimli ve uzman eğitmenler, phrasal verb’leri anlatmak ve kullanımını pratik yaparak pekiştirmede yardımcı olur.
📆 Esnek Programlar: Sıkışık bir programın varsa bile, Open English ile ders saatlerini ayarlayabilirsin. Kendi hızında öğrenmek hiç bu kadar kolay olmamıştı!
🎓 Kişiselleştirilmiş Dersler: İhtiyaçlarına uygun olarak tasarlanan derslerle, phrasal verb’leri daha etkili bir şekilde öğrenir ve kullanabilirsin.
💬 Pratik Konuşma Fırsatı: İngilizce Konuşma becerilerini geliştirmek ve phrasal verb’leri günlük hayatta kullanma pratiği yapmak için canlı derslere katılmanın faydasını inanılmaz göreceksin.
🌐 Kültürel Deneyimler: Open English ile dünyanın farklı bölgelerinden öğrencilerle iletişim kurarak, phrasal verb’leri gerçek yaşam senaryolarında kullanma fırsatı yakalayabilirsin.
Phrasal verb’leri ezberlemekten ziyade anlamını anlamak ve kullanmak önemlidir. Open English ile İngilizceni geliştirirken aynı zamanda phrasal verb’leri etkili bir şekilde kullanmayı öğrenebilirsin. Hemen kaydol ve dil öğrenme yolculuğunda Open English ile adım at!
Y İle Başlayan Phrasal Verb Listesi
Yazının bu kısmında Y harfiyle başlayan phrasal verb’leri örneklendirdik. Biliyorsun ki bir süredir alfabetik sıraya göre phrasal verb’leri veriyoruz. Bu şekilde, yani liste halinde ve örneklerle sunmak sana kelimeleri ezberlemen için kolaylık sağlayacak.
- Yell at (someone) – (Birine) bağırmak
She yelled at her kids for breaking the vase.
Vazoyu kırdıkları için çocuklarına bağırdı.
- Yearn for (something) – (Bir şeyi) özlemek
He yearns for the days when he could freely explore the mountains.
O, dağları özgürce keşfedebildiği günleri özler.
- Yield to (something/someone) – (Bir şeye/birine) boyun eğmek
The politician yielded to public pressure and changed his stance on the issue.
Siyasetçi, halkın baskısına boyun eğdi ve konudaki tutumunu değiştirdi.
- Yank off (something) – (Bir şeyi) sertçe çekmek
She yanked off the sticker from her laptop.
Dizüstü bilgisayarından çıkartmayı sertçe çekti.
- Yawn at (something) – (Bir şeye) esnemek
The presentation was so boring that half of the audience yawned at least once.
Sunum o kadar sıkıcıydı ki seyircinin yarısı en az bir kez esnedi.
- Yield up (information) – (Bilgiyi) vermek, açıklamak
The suspect finally yielded up the location of the hidden treasure.
Şüpheli sonunda gizli hazineyi bulma yerini verdi.
- Yap up (a package) – (Bir paketi) sıkıca bağlamak
She yapped up the gift box with a colorful ribbon.
Hediye kutusunu renkli bir kurdele ile sıkıca bağladı.
- Yank up (something) – (Bir şeyi) sertçe çekerek kaldırmak
He yanked up the heavy suitcase and placed it in the trunk of the car.
Ağır valizi sertçe çekerek kaldırdı ve arabanın bagajına yerleştirdi.
- Yearn to (travel) – (Bir şeyi) çok istemek, arzulamak
She yearns to travel to distant lands and experience different cultures.
O, uzak topraklara seyahat etmeyi ve farklı kültürleri deneyimlemeyi çok istiyor.
- Yield to (pressure) – (Baskıya) boyun eğmek
Despite his initial reluctance, he eventually yielded to the peer pressure and joined the adventure.
İlk başta isteksiz olmasına rağmen, sonunda akran baskısına boyun eğdi ve maceraya katıldı.
- Yield to (temptation) – (Baştan çıkarılmaya) direnmemek
He couldn’t resist the delicious dessert and yielded to temptation.
Lezzetli tatlıya karşı koyamadı ve baştan çıkarılmaya boyun eğdi.
- Yank out (a tooth) – (Dişini) çekmek
The dentist had to yank out the decayed tooth to prevent further infection.
Diş hekimi daha fazla enfeksiyonu önlemek için çürümüş dişi çekmek zorunda kaldı.
Hızlı bir şekilde İngilizce çalışmak için yan taraftaki formu doldurabilirsin.
- Yearn after (something) – (Bir şeyi) özlemek, hasretini çekmek
She yearns after her childhood days when life was simpler.
Çocukluk günlerini özlüyor, hayatın daha basit olduğu günleri arıyor.
- Yield to (desire) – (Arzuya) teslim olmak
He tried to resist the urge, but eventually, he yielded to his desire for chocolate.
İsteğe karşı koymaya çalıştı, ama sonunda çikolata isteğine boyun eğdi.
- Yap at (someone) – (Birine) havlamak (hayvanlar için kullanılır)
The dog yapped at the mail carrier every morning.
Köpek her sabah postacıya havlıyordu.
- Yap for (someone/something) – (Birine/bir şey için) çalışmak, çaba göstermek
She yaps for her family tirelessly, ensuring everyone is cared for.
Ailesi için durmaksızın çalışır, herkesin iyi bakıldığından emin olur.
- Yap off (something) – (Bir şeyi) hızla çıkartmak
He quickly yapped off his jacket and rushed into the house to escape the rain.
Hızla ceketini çıkardı ve yağmurdan kaçmak için eve koştu.
İngilizce öğrenmek niyetindeysen hemen yan taraftaki formu doldurabilirsin.