
İngilizce Good At ve Bad At Konu Anlatımı
Nisan 22, 2023
Hayatta herkesin güçlü ve zayıf yönleri vardır. Kimi insanlar yaratıcılıkta ya da spor alanında iyidir, kimileri de daha matematiksel ya da analitik düşünce yetenekleri ile öne çıkarlar. Bunları keşfetmek, kendini tanımak ve kariyerinde başarı elde etmek için önemlidir. Bu noktada, “good at” ve “bad at” kelimeleri devreye girer.
“Good at” ifadesi, bir kişinin belirli bir konuda becerikli veya yetenekli olduğunu ifade eder. Mesela, biri resim yapmada, yabancı dil öğrenmede ya da insanlarla iletişim kurmada iyi olabilir. “Good at” kelimesi kullanıldığında, insanların doğuştan sahip oldukları yetenekleri ve öğrendikleri becerileri vurgulanır.
Buna karşın “Bad at” kelimesi, bir kişinin belirli bir alanda zayıf olduğunu ifade eder. Bu alanlar birçok şeyi kapsayabilir. Mesela, biri matematikte, yaratıcılıkta, planlama yapmakta veya zaman yönetiminde zayıf olabilir. “Bad at” kelimesi kullanıldığında, insanların belirli alanlarda başarısız oldukları anlatılır.
Peki, neden bu iki kelime önemlidir? Kendini tanımak ve sahip olduğun özellikleri keşfetmek, kariyer ve yaşamında başarılı olmak için önemlidir. Kendini tanımak, yeteneklerini ve becerilerini geliştirmene, güçlü yanlarını kullanmana ve zayıf yanlarını geliştirmene yardımcı olur. Kendini ne kadar iyi tanırsan, başarı şansın da o kadar yüksek olur.
Tabii ki, “good at” ve “bad at” kelimesinin kullanımında bazı nüanslar vardır. Örneğin, belirli bir konuda “bad at” olan birinin bu konuda asla başarılı olamayacağı anlamına gelmez. Her zaman kendini geliştirebilir ve öğrenebilirsin. Yani ‘good at’ ve ‘bad at’ kelimeleri, sadece insanların hangi alanlarda daha güçlü veya zayıf olduğunu belirlemelerine yardımcı olur.
Özellikle iş hayatında, “good at” ve “bad at” kelimelerinin kullanımı oldukça yaygındır. İşverenler, çalışanların hangi konularda daha iyi olduklarını ve hangi konularda daha fazla çalışmaları gerektiğini belirlemek için bu kelimeleri kullanırlar. İşverenler, çalışanların becerilerini değerlendirirken bu kelimeleri kullanarak, eğitim ve gelişim programları oluştururlar.
Tabii ki bu kelimeleri sadece iş hayatında değil, hayatın her alanında kullanabilirsin. Kendini tanımak ve özelliklerini keşfetmek, kişisel gelişimin için de önemlidir.
Peki ya İngilizcede kendini “bad at” hissetmekten yoruldun mu? Open English’te sana İngilizcede “good at” olman için çabalıyoruz! Tecrübeli öğretmenler, dil becerilerini geliştirme ve iletişim konusunda kendine güven kazanmana yardımcı olmak için özverili bir şekilde çalışıyorlar.
Dünyanın her yerinde, İngilizce en yaygın kullanılan dillerden biridir. Bu yüzden, İngilizce bilmek, özellikle iş dünyasında ve uluslararası seyahatlerde hayatını kolaylaştıracak bir avantajdır. Ancak, İngilizce öğrenmek, birçok kişi için zor bir süreç olabilir. Dil öğrenmek için zaman, para ve emek gerektirir. Ayrıca, İngilizce öğrenirken “bad at” hissetmek, öğrenme sürecini daha da zorlaştırabilir.
Open English, motivasyonunu artırmak ve İngilizce öğrenme sürecini daha eğlenceli hale getirmek için oluşturulmuş online İngilizce kursudur. Öğrenciler sınıf içi aktivitelerden, dil pratik etme fırsatlarına ve İngilizce konuşma kulüplerine kadar birçok farklı etkinliğe katılabilirler.
İngilizce öğrenme süreci zorlu olabilir, Open English’te öğrencilerin “good at” olması için gereken tüm araçları sağlanıyor. Sen de, İngilizce öğrenme yolculuğuna Open English ile başlamak istersen yandaki formu doldurman yeterli!
Good at ve Bad at İle İlgili Örnek Cümleler
Bu kısımda yukarıda bahsettiğimiz good at ve bad at kelimelerini daha iyi pekiştirebilmen için 20 örnek cümle paylaştık.
- I’m really good at playing basketball, and I’ve been playing since I was a kid. (Basketbol oynamada gerçekten iyiyim ve küçüklükten beri oynuyorum.)
- She’s bad at driving, so she always takes the bus. (Araba kullanmada kötü olduğu için her zaman otobüse biner.)
- He’s really good at problem-solving, which is why he’s a great engineer. (Sorun çözmede gerçekten iyi olduğu için harika bir mühendis.)
- They’re bad at time management, so they always end up rushing to meet deadlines. (Zaman yönetiminde kötü oldukları için her zaman son güne yetişmek için acele ediyorlar.)
- She’s good at making people feel comfortable, which makes her a great host. (İnsanların kendilerini rahat hissetmelerini sağlamada iyidir, bu da onu harika bir ev sahibi yapar.)
- He’s bad at dealing with stress, which is why he needs to take frequent breaks. (Stresle başa çıkmada kötü olduğu için sık sık mola vermesi gerekiyor.)
- I’m really good at learning new languages, and I speak four fluently. (Yeni diller öğrenmede gerçekten iyiyim ve dört dilde akıcı bir şekilde konuşuyorum.)
- They’re bad at keeping their promises, which is why people don’t trust them. (Sözlerini tutmada kötü oldukları için insanlar onlara güvenmiyor.)
- She’s good at adapting to new situations, which is why she’s so successful in her career. (Yeni durumlara uyum sağlamada iyidir, bu nedenle kariyerinde çok başarılıdır.)
- I’m really good at cooking Italian food, and I make the best lasagna. (İtalyan yemekleri yapmada gerçekten iyiyim ve en iyi lazanyayı ben yaparım.)
- I’m bad at remembering people’s names, so I always have to ask again. (İnsanların isimlerini hatırlamada kötüyüm, bu yüzden her zaman tekrar sormak zorunda kalıyorum.)
- He’s bad at public speaking, so he gets really nervous when he has to give a speech. (Topluluk önünde konuşmada kötü olduğu için konuşma yapmak zorunda olduğunda çok sinirli olur.)
- She’s bad at budgeting, which is why she’s always running out of money. (Bütçe yapmada kötü olduğu için her zaman parası bitiyor.)
- They’re bad at following directions, so they often get lost. (Yönleri takip etmede kötü oldukları için sık sık kaybolurlar.)
- He’s bad at cooking, so he always eats out or orders in. (Yemek yapmada kötü olduğu için her zaman dışarıda yemek yiyor veya sipariş veriyor.)
- She’s bad at math, which is why she struggles in her accounting class. (Matematikte kötü olduğu için muhasebe dersinde zorlanıyor.)
- They’re bad at time management, so they always procrastinate until the last minute. (Zaman yönetiminde kötü oldukları için her zaman son dakikaya kadar ertelemeye devam ederler.)
- He’s bad at keeping secrets, which is why people don’t confide in him. (Sırları saklamada kötü olduğu için insanlar ona güvenmiyorlar.)
- She’s bad at driving, which is why she’s failed her driving test three times. (Araba kullanmada kötü olduğu için sürüş testini üç kez başaramadı.)
- They’re bad at compromising, so they often end up in arguments. (Uzlaşmada kötü oldukları için sık sık tartışmalar yaşarlar.)
İngilizce konuşma yeteneğini geliştirmek ya da sıfırdan İngilizce öğrenmek istiyorsan, tek yapman gereken yan tarafta yer alan formu doldurmak ve seni aramamızı beklemek…