
Yaz Temalı İngilizce Deyimler
Mayıs 7, 2023
Yaza girmemize kısa bir süre kala aktif olarak kullanılabilecek kalıpları günlük hayatında bu aktivitelerle uğraşırken pratik yapabilmeni sağlar. Aynı zamanda yaz tatilini yurt dışında geçirmek isteyenler, Türkçenin yoğun konuşulmadığı bölgelerde tatil yapacak olanların için belli başlı kavramları öğrenmek önemlidir.
Elbette, akıcı şekilde İngilizce konuşabilmek için öncelikle sağlam bir İngilizce temelinin olması gerekir. Ben de İngilizce konuşmak istiyorum, verilen sorulara rahat rahat cevap verebilmek istiyorum ama temelim hiç sağlam değil diyorsan Open English ile yaz dönemine girmeden önce avantajlı fırsatlarla İngilizce öğrenme şansını yakalayabilirsin. Hemen şimdi formu doldurarak, sana uygun İngilizce kursuna kaydolabilirsin!
Yaz ile İlgili İngilizce Deyimler
- Dog days of summer: Çok sıcak geçen sıcaklık ve nemli günler
- To be hot as hell: Cehennem kadar sıcak
- Indian summer: Yaz mevsiminin sonunda sıcak bir dönem.
- To have a blast: Harika zaman geçirmek.
- To soak up the sun: Güneşin tadını çıkarmak.
- To take a dip: Serinlemek için suya girmek.
- To hit the beach: Sahile gitmek.
- To go on vacation: Tatil yapmak.
- To go on a road trip: Yolculuğa çıkmak.
- To have a BBQ: Mangal yapmak.
- To go camping: Kamp yapmak.
- To go hiking: Yürüyüşe çıkmak.
- To go on a picnic: Pikniğe gitmek.
- To play frisbee: Frizbi oynamak.
- To play beach volleyball: Plaj voleybolu oynamak.
- To play cornhole: Mısır deliği oyunu oynamak.
- To go for a bike ride: Bisiklet turuna çıkmak.
- To have a bonfire: Kamp ateşi yakmak.
- To watch fireworks: Havai fişekleri izlemek.
- To read a book by the pool: Havuz başında kitap okumak.
- To have a water fight: Su savaşı yapmak.
- To pick berries: Yemiş toplamak.
- To go fishing: Balık tutmaya gitmek.
- To sail: Yelken açmak.
- To go to a water park: Su parkına gitmek.
- To have a staycation: Evde tatil yapmak.
- To eat ice cream: Dondurma yemek.
- To drink lemonade: Limonata içmek.
- To have a cold drink: Soğuk bir içecek almak.
- To wear sunglasses: Güneş gözlüğü takmak.
- To wear a swimsuit: Mayo/bikini giymek.
- To wear flip flops: Terlik giymek.
- To wear a hat: Şapka takmak.
- To take a nap: Kısa bir şekerleme yapmak.
- To have a refreshing shower: Rahatlatıcı bir duş almak.
- To go to a music festival: Müzik festivaline gitmek.
- To go to a summer camp: Yaz kampına gitmek.
- To go to an amusement park: Eğlence parkına gitmek.
- To have a picnic in the park: Parkta piknik yapmak.
- To go to a rooftop bar: Çatı barına gitmek.
- To visit a new city: Yeni bir şehri ziyaret etmek.
- To have a pool party: Havuz partisi yapmak.
- To have a backyard BBQ: Bahçede mangal yapmak.
- To watch the sunset: Güneşin batışını izlemek.
- To watch a movie outdoors: Açık havada film izlemek.
- To go to a farmers market: Köylü pazarına gitmek.
- To have a summer fling: Yaz aşkı yaşamak.
Yaz Temalı İngilizce Deyimlerle İlgili Örnek Cümleler
Yaz temalı deyimler bir cümle içerisinde sık sık kullanılsa da tek başına pek kullanılmazlar. Bu sebeple bu deyimleri cümle içerisinde kullanarak pratik yapmak oldukça önemlidir. Aşağıda yer vereceğimiz cümleler de pratiğinin gelişmesi için örnek cümlelerdir.
Sen de yukarıda yer alan deyimlerden bir tanesi seçerek yorumlara kendi cümleni yazabilir, eklemek istediğin deyim varsa bizimle paylaşabilirsin.
- I’m planning to make the most of the summer months and enjoy some downtime. (Yaz aylarını en iyi şekilde geçirmeyi ve kendime vakit ayırmayı istiyorum.)
Bu bölümde downtime yoğun iş temposundan sonra rahatlamak ve kendine vakit ayırmak gibi anlamlarda kullanılır.
- It’s important to stay cool as a cucumber during the summer heatwave.
(Yaz sıcağında salatalık kadar serin kalmak önemlidir.
Burada stay cool as cucumber sakin ve soğukkanlı anlamında kullanılır.
- I’m looking forward to soaking up the sun.
(Güneşin tadını çıkarmayı dört gözle bekliyorum.)
- This summer is going to be hot as hell.
(Bu yaz cehennem kadar sıcak olacak.)
- I grew up near the beach, so when I moved to the city for college, I felt like a fish out of water.
(Sahil kenarında büyüdüm o yüzden üniversite için şehre taşındığımda sudan çıkmış balığa döndüm.)
Bu bölümde sudan çıkmış balığa dönmek deyimi tıpkı Türkçedeki anlamı gibi rahatsız olmak, gitti yere alışamamak, yadırgamak anlamı taşır.
- I can’t wait for the fall to come. I’m tired of the dog days of summer.
(Sonbaharın gelmesi için sabırsızlanıyorum. Yazın çok sıcak ve nemli günlerinden yoruldum.)
Bu kısımda dog days of summer en sıcak ve nemli günleri ifade etmek için kullanılır.
- With summer here, the world is your oyster. Let’s make the most of it!
(Yazın gelmesiyle dünya senin istiridyen. En iyi şekilde değerlendir!)
Bu cümlede the world is your oyster kavramı bu kısımda yapabileceğin her şeyi özellikle yaz aylarında gerçekleştirmek anlamında kullanılır. Gitme imkânının olduğu her yer, yapmak isteyip aksiyon almadığın herhangi bir şey bu kavrama dahil olabilir. Hemen hemen benzer bir karşılığı olarak “Yapabileceklerinin sınırı yok!” ifadesini de bu kalıp için kullanabiliriz.
- Let’s grab our swimsuits and hit the beach!
(Hadi mayolarımızı alıp sahilin tadını çıkaralım!)
Bu cümlede hit the beach kavramı sahilde güneşin, denizin ve kumun tadını çıkarmak anlamında kullanılır.
- Last summer was the best ever. It felt like an endless summer, full of adventure and new experiences.
(Geçen yaz en iyi yazdı. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi hissettim, yeni maceralar ve deneyimlerle doluydu.)
Endless summer ifadesi sonu olmayan, hiç bitmeyecek yaz anlamındadır. Eğlenceli geçen bir dönem için kullanılır.
- I had a great summer fling last year, but it ended when the season was over.
(Geçen sene harika bir yaz aşkım vardı ama sezon bittiğinde sona erdi.)
Summer fling ifadesi tıpkı Türkçede de olduğu gibi yaz aşkı anlamında kullanılır. Yazın tatil yerlerinde sezonluk olarak tanışılan, yazın sonunda biten veya bitmesi gerekmiş ilişkiler için kullanılır.
- My cousin is a true beach bum. He spends every summer surfing and lounging in the sun.
(Kuzen tam bir sahil manyağıdır. Her yazı sörf yapıp güneşte uzanarak geçirir.)
Bu cümlede beach bum sahilden çıkmayan, oranın müdavimi olmuş kişi anlamında kullanılır.
Open English ile Yazın Verimli Geçsin!
Open English ile ister tatil köyünde, ister evinde istersen şehir şehir gezerken İngilizce öğrenmeye devam edebilirsin. Online içerikler, dolu dolu geçen canlı dersler, yabancı uyruklu eğitmenler sayesinde konuşma pratiği yapma şansı ve çok daha fazlasıyla Open English avantajlı eğitim fırsatlarıyla seni bekliyor!
Hemen uzmanlarımızla iletişime geçerek İngilizce seviyene uygun kursun belirlenmesini sağlayabilir, bu yazı ileri seviye İngilizce ile bitirme fırsatı yakalayabilirsin!