
Para ve Finans Hakkında İngilizce Deyimler
Temmuz 28, 2023
Birçok insanın günlük yaşamında ve iş dünyasında karşılaştığı bir gerçek var. Bu da para ve finans konularında etkili bir iletişim becerisine sahip olmanın ne kadar önemli olduğudur.
İş dünyasında veya günlük hayatta para ve finans konularıyla ilgili konuşurken, doğru deyimleri kullanmak gerçekten önemli bir mevzu. İngilizce deyimler, bu konularda derin bir anlam taşır ve farklı bir perspektif kazandırır. Örneğin, “Money talks” deyimi, para konuşunca insanların dikkatini çektiğini ifade eder. Bu deyimi kullanarak, bir iş toplantısında veya bir müzakerede maddi konulara odaklanmanın önemini vurgulayabilirsin.
Açıkçası İngilizce deyimleri doğru bir şekilde kullanarak, iletişimini daha etkili hale getirebilir ve karşındaki kişilerle daha iyi anlaşabilirsin.
Para ve finans konularında İngilizce deyimleri öğrenmek, aynı zamanda İngilizce konuşan kültürlerin düşünce yapısını ve değerlerini anlamanı sağlar. Her dilde olduğu gibi, İngilizce deyimler de kültürel referanslara dayanır. Bu yüzden herhangi bir konu hakkında konuşmak veya araştırma yapmak istediğinde o konuya dair deyimleri bilmek seni birkaç adım öne atacaktır.
Open English ile Fırsatlar Kapısını Arala!
Günümüzün küreselleşen dünyasında İngilizce, daha fazla kapı açmanın anahtarı sayılıyor. İşte bu yüzden, Open English de sana İngilizceyi en kolay ve en etkili şekilde öğrenme fırsatı sunuyor.
Open English, tamamen online bir dil kursudur. Bu da demek oluyor ki, dilediğin zaman ve dilediğin yerde öğrenme imkanı sunuyor. Yoğun bir iş programın varsa veya gün içindeki diğer sorumlulukların nedeniyle sabit bir ders saatine bağlı kalmak istemiyorsan, endişelenme!
Open English ile öğrenmek için ihtiyacın olan tek şey bir internet bağlantısı ve bir bilgisayar veya cep telefonu.
Open English’te, deneyimli ve uzman eğitmenlerden oluşan bir kadro öğrencilere bireysel dersler sunar. Bu, öğrenme deneyimini kişiselleştirmeni ve kendi öğrenme hedeflerine odaklanmanı sağlar. Eğitmenler, dili geliştirmek için motive edecek, düzeltmeler yapacak ve ilerlemeni destekleyecektir. Open English ile öğrenmek, kendini güvende ve desteklenmiş hissetmeni sağlayacak.
Daha fazla kapı açmak, kariyer fırsatlarını genişletmek ve dünyayı keşfetmek için Open English ile İngilizce öğrenmeye hemen bugün başlayabilirsin. İster iş hayatında yükselmek için ister yeni insanlarla tanışmak veya seyahat etmek için.
Open English ile bugün başla ve İngilizce öğrenme yolculuğunda önemli bir adım at!
Para ve Finans Hakkında 16 İngilizce Deyim
Bu blog yazısında İngilizce para ve finans hakkında kullanılan deyimlere örnek vereceğiz. Finans konusuna dair ilgin merakın varsa blogda yer alan ‘Finans Uzmanları için İngilizce Kelimeler’ yazısına göz atabilirsin.
Hazırsan, başlayalım 💲
Break the bank: Boşa harcamak, çok para harcamak
I can’t afford that luxury vacation, it would break the bank. (O lüks tatili karşılayamam, cebimi boşaltır.)
Penny pincher: Cimri
My uncle is a penny pincher; he never spends money unnecessarily. (Amcam bir cimri, asla gereksiz harcamalar yapmaz.)
Cash cow: Kazanç kapısı, gelir kaynağı
That new product has become a cash cow for the company. (O yeni ürün şirket için bir gelir kaynağı haline geldi.)
Tighten your belt: Kemerleri sıkmak, harcamaları azaltmak
During tough times, it’s important to tighten your belt and cut unnecessary expenses. (Zor zamanlarda, kemerleri sıkmak ve gereksiz harcamaları kesmek önemlidir.)
Golden handshake: Altın tokalaşma, büyük tazminat ödemesi
After many years of service, the executive received a golden handshake upon retirement. (Uzun yıllar hizmetten sonra, yönetici emekli olunca büyük bir tazminat ödemesi aldı.)
In the red: Zararda olmak
The company has been in the red for the past two quarters. (Şirket son iki çeyrektir zararda.)
Put your money where your mouth is: Sözünün eri olmak, iddialarını ispatlamak için risk almak
If you truly believe in your business idea, you should put your money where your mouth is and invest in it. (Eğer iş fikrine gerçekten inanıyorsan, sözünün eri olmalı ve ona yatırım yapmalısın.)
Feather your nest: Kendi yuvanı güzelleştirmek, kâr elde etmek
The real estate mogul has feathered his nest with profitable investments. (Gayrimenkul kralı, kârlı yatırımlarla kendi yuvasını güzelleştirdi.)
Rainy day fund: Kötü günler için biriktirilen para
It’s always a good idea to have a rainy day fund for unexpected expenses. (Beklenmedik harcamalar için her zaman bir kötü gün fonuna sahip olmak iyi bir fikirdir.)
Pay through the nose: Pahalıya mal olmak
I had to pay through the nose for that repair service. (O tamir hizmeti bana pahalıya mal oldu.)
Cash on the barrelhead: Nakit olarak, peşin ödeme yapmak
The seller insisted on cash on the barrelhead for the antique furniture.(Satıcı, antika mobilyalar için nakit olarak ödeme yapılmasında diretmişti.)
Money talks: Para konuşur
In the business world, money talks, and decisions are often based on financial considerations. (İş dünyasında para konuşur ve kararlar genellikle mali düşüncelere dayanır.)
Hit the jackpot: Büyük ikramiye kazanmak, büyük kazanç sağlamak
After years of hard work, she finally hit the jackpot and became a successful entrepreneur. (Uzun yılların ardından, sonunda büyük ikramiye kazandı ve başarılı bir girişimci oldu.)
Money doesn’t grow on trees: Para ağaçta yetişmez
You need to understand the value of money. Remember, money doesn’t grow on trees. (Paranın değerini anlaman gerekiyor. Unutma, para ağaçta yetişmez.)
Rob Peter to pay Paul: Birini ödemek için diğerinden çalmak
I had to rob Peter to pay Paul and use my savings to cover unexpected medical expenses.
(Birini ödemek için diğerinden çalmak zorunda kaldım ve birikimlerimi beklenmedik tıbbi masrafları karşılamak için kullandım.)
Money talks, bullshit walks: Para konuşur, boş laf yürür
In negotiations, it’s important to have solid financial backing. Remember, money talks, bullshit walks. (Müzakerelerde sağlam bir mali destek sahibi olmak önemlidir. Unutma, para konuşur, boş laf yürür.)
İngilizce konuşmak istersen hemen yan tarafta yer alan formu doldurabilirsin.