kazanma üzerine 15 ingilizce futbol tabiri

Kazanma Üzerine 15 İngilizce Futbol Tabiri


5 dakikalık okuma

Futbol sadece bir spor değil, adeta bir tutkudur. Sahadaki çekişmeyi, gol sevincini, bazen de hayal kırıklıklarını yaşayanlar için, futbol daha derin anlamlar taşır. Ancak futbol sadece bir oyun değil, aynı zamanda özel bir dilin de kapısını aralar. Sahada yaşanan olayların, taktiklerin ve duyguların ifadesi için kullanılan terimler, bir nevi futbolun gizli dilini oluşturur.

Hat-trick’ten offside’a, golden goal’den red card’a kadar bu terimler, futbolun renkli dünyasını daha anlaşılır kılar. Bu yazıda, futbolun sadece saha içi eylemlerinin ötesine geçip, çoğu İngilizce olan bu terimlerin ne anlama geldiğini, oyunun içinde nasıl bir rol üstlendiğinden bahsedeceğiz. Hazırsan, futbol dünyasına birlikte dalalım! 

Open English İle Dilini Geliştir

Futbol sadece bir spor değil, aynı zamanda dünyayı bir araya getiren bir tutku. Sahadaki heyecan verici anlar, gol sevinçleri ve taktiksel hamleler sadece oyunun bir kısmı. Futbol aynı zamanda bir dil; sahadaki stratejileri, duyguları ve taktikleri ifade etmek için kullanılan özel terimlerle dolu.

Open English, seni sadece bir dil öğrenmekten daha fazlasını keşfetmeye davet ediyor. Hat-trick’ten offside’a, golden goal’den red card’a kadar futbol terimlerini öğrenerek, İngilizcenin eşsiz bir yönünü keşfedeceksin. Sen futbolun gizli dilini anlamaya çalışırken, öte taraftan İngilizceni  geliştirecek ve dünya çapında insanlarla bağlantı kurmanın gücünü keşfedeceksin.

Open English, esnek ders saatleri, interaktif ders materyalleri ve uzman eğitmenlerle sana en etkili dil öğrenme deneyimini sunuyor. Futbolun heyecan verici dünyası ve İngilizcenin zenginliği ile bir araya gelerek, hem eğlenip hem de dilini geliştireceksin.

Daha fazla zaman kaybetmek istemiyorsan sayfanın kenarındaki formu doldurman yeterli!

kazanma üzerine ingilizce futbol terimleri

Kazanma Üzerine İngilizce Futbol Terimleri

Hat-trick: Bir oyuncunun aynı maçta üç gol atması.

  • “Lionel Messi scored a hat-trick in yesterday’s match.”(Lionel Messi dünkü maçta hat-trick yaptı.)
  • “She became the first player in the league to score a hat-trick this season.”(Bu sezon ligin ilk hat-trick’ini yapan oyuncu oldu.)

Clean sheet: Bir takımın gol yemeden maçı tamamlaması.

  • “The goalkeeper managed to keep a clean sheet in the crucial game.”(Kaleci önemli maçta gol yemeden kalesini korudu)
  • “Our team hasn’t had a clean sheet in the last five matches.” (Takımımız son beş maçta clean sheet yapamadı.),

Man of the match: Maçın en iyi oyuncusu.

  • “Alex was awarded Man of the Match for his exceptional performance.”(Alex Olağanüstü performansıyla maçın adamı seçildi.)
  • “It’s difficult to choose the man of the match in such a competitive game.” (Bu kadar rekabetçi bir maçta man of the match’ı seçmek zor.”

Offside: Ofsayt, rakip kaleye olan mesafenin kurallara uygun olmaması durumu.

  • “The goal was disallowed due to an offside decision.” (Ofsayt kararı nedeniyle gol geçersiz sayıldı.)
  • “He was caught offside several times during the first half.” (İlk yarıda birkaç kez ofsayta düştü.)

Injury time: Maçın normal süresi dolduktan sonra eklenen ekstra süre.

  • “The winning goal was scored during injury time.” (Kazanan gol sakatlık zamanında atıldı.)
  • “The referee added three minutes of injury time to the second half.” (Hakem ikinci yarıya üç dakika sakatlık zamanı ekledi.)

kazanma üzerine ingilizce futbol terimleri - penalty shootout

Penalty shootout: Penaltı atışları serisi.

  • “The match was decided by a penalty shootout.” (Maç penaltı atışlarıyla belirlendi.)
  • “He missed the crucial penalty in the shootout.”(O, penaltı atışlarında önemli bir penaltıyı kaçırdı.)

Back-heel: Topa topu dönerek vurma tekniği.

  • “She surprised everyone with a perfect back-heel pass.” (Mükemmel bir back-heel pasıyla herkesi şaşırttı.)
  • “He attempted a back-heel shot, but it went wide of the goal.”(Back-heel şut denedi, ama kaleyi tutturamadı)

Golden goal: Altın gol, uzatma devrelerinde atılan ilk golle maçın bitmesi.

  • “The team celebrated wildly after scoring the golden goal.” (Altın golü attıktan sonra takım coşkuyla kutladı.)
  • “In the final minutes of extra time, the golden goal sealed the victory.” (Uzatma dakikalarında altın gol, galibiyeti garantiledi.)

Sudden death: Ani ölüm, eşitlik bozulana kadar devam eden uzatma süresi.

  • “The match went into sudden death, and the tension was palpable.”(Maç sudden death’e gitti ve gerilim arttı.)
  • “Sudden death situations often lead to thrilling finishes.”(Sudden death durumları genellikle heyecan verici sonuçlara yol açar.)

Tackle:

  •  “He executed a perfect sliding tackle to win the ball.”(Topu kazanmak için mükemmel bir kayarak müdahale yaptı)
  • “The referee deemed his tackle to be a foul and awarded a free-kick.” (Hakem, müdahalesini faul olarak değerlendirdi ve serbest vuruş verdi.)

ingilizce futbol terimleri - extra time

Extra time:

  • “The teams were evenly matched even during extra time.”(Takımlar uzatma süresinde bile eşit güçteydi.)
  • “They scored the winning goal in the dying moments of extra time.”(Galibiyet golünü uzatma süresinin son anlarında attılar.)

Own goal:

  • “Unfortunately, he scored an own goal in the confusion.”(Maalesef, karmaşada kendi kalesine gol attı)
  • “The defender’s mistake led to an embarrassing own goal.”(Defans oyuncusunun hatası utanç verici bir kendi kalesine golle sonuçlandırdı.)

Red card:

  • “He received a red card for a dangerous tackle.” (Tehlikeli bir müdahale nedeniyle kırmızı kart gördü)
  • “Getting a red card early in the game changed the team’s strategy.”(Maçın başında kırmızı kart görmek takımın taktiğini değiştirdi.)

Yellow card:

  • “The player was cautioned with a yellow card for dissent.”(Oyuncu itirazdan sarı kartla uyarıldı.)
  • “Two yellow cards resulted in a red card and his dismissal from the match.”(İki sarı kart kırmızı kartla sonuçlandı ve oyuncu maçtan ihraç edildi.)

Substitution:

  • “The coach made a crucial substitution in the second half.” (Koç, ikinci yarıda önemli bir oyuncu değişikliği yaptı.)
  • “He came on as a substitution and scored a goal within minutes.”(O, oyuna oyuncu değişikliği ile girdi ve birkaç dakika içinde gol attı.)
Share

Yorum yazabilirsin

*Üye olmaya gerek yoktur.





Gelecekteki yorumlarım için bilgilerimi kaydet.