
İngilizce Müzik Terimleri ve Türkçe Karşılıkları
Mart 31, 2023
Müzik, hepimizin hayatında önemli bir yere sahip olan evrensel bir sanat formudur. Müziğin gücü, insanları bir araya getirir, coşturur, rahatlatır ve hatta bazen duygusal olarak etkiler. Müzik, farklı kültürlerde ve dillerde ortak bir paydada buluşabilmemizi sağlar. Ancak müziği tam olarak anlamak ve takdir etmek için, müzikte kullanılan terimleri bilmek önem.
İngilizce, dünya çapında müzik endüstrisinin ana dillerinden biridir. Dolayısıyla birçok müzik terimi de İngilizcedir. Bu nedenle, İngilizce müzik terimlerini bilmek, müziği daha iyi anlamak ve takdir etmek için hayati öneme sahip.
Bu yazıda, İngilizce müzik terimleri hakkında bazı önemli bilgileri ve örnek cümleleri paylaşacağız. Böylece müzikle ilgili konuşmalarında, yazılarında kendini daha rahat ifade edebileceksin.
Eğer hızlı bir şekilde İngilizce öğrenmek ve akıcı bir şekilde İngilizce konuşmak istiyorsan, hemen yan taraftaki formu doldurabilir; arkadaşlarımızın sana ulaşmasını sağlayabilirsin.
Ayrıca, yine blogda daha önce yayınlanmış Müzisyenler İçin İngilizce Kelimeler başlıklı yazıya da göz atabilirsin.
Müzikle Alakalı İngilizce Terimler
İşte müzikle alakalı İngilizce terimler, Türkçe karşılıkları ve örnek cümleler:
Chorus – Nakarat
- Örnek cümle: The chorus of this song is really catchy. (Bu şarkının nakaratı gerçekten çekici.)
Bridge – Köprü
- Örnek cümle: The bridge in this song has a completely different melody than the rest of the song. (Bu şarkının köprü bölümü, şarkının geri kalanından tamamen farklı bir melodiye sahip.)
Verse – Kıta
- Örnek cümle: The lyrics in the second verse are my favorite. (İkinci kıtadaki sözler benim favorim.)
Hook – Tutturmalı Kısım
- Örnek cümle: The hook in this song is so addictive that I can’t get it out of my head. (Bu şarkının tutturmalı kısmı o kadar bağımlılık yapıcı ki, kafamdan çıkaramıyorum.)
Riff – Ritim
- Örnek cümle: The guitar riff in this song is really cool. (Bu şarkının gitar ritmi gerçekten harika.)
Tempo – Ritim Hızı
- Örnek cümle: The tempo of this song is perfect for dancing. (Bu şarkının ritim hızı dans etmek için mükemmel.)
Pitch – Ton Yüksekliği
- Örnek cümle: The singer’s pitch was a bit off in that performance. (Şarkıcının ton yüksekliği o performansta biraz yanlıştı.)
Harmony – Uyum
- Örnek cümle: The harmony between the lead singer and the backup singers is impressive. (Lider şarkıcı ve arka vokalistler arasındaki uyum etkileyici.)
Melody – Melodi
- Örnek cümle: The melody of this song is so beautiful that it gives me chills. (Bu şarkının melodisi o kadar güzel ki ürperiyorum.)
Beat – Ritim
- Örnek cümle: The beat in this song is perfect for working out. (Bu şarkının ritmi egzersiz yapmak için mükemmel.)
Key – Ton
- Örnek cümle: The song is in the key of G major. (Şarkı G majör tonunda.)
Instrumental – Sözsüz
- Örnek cümle: The instrumental version of this song is even better than the original. (Bu şarkının sözsüz versiyonu, orijinalinden daha da iyi.)
Solo – Solo
- Örnek cümle: The guitarist’s solo was amazing. (Gitaristin solo performansı muhteşemdi.)
Syncopation – Vuruş Ayarı
- Örnek cümle: The syncopation in this song makes it really interesting to listen to. (Bu şarkının vuruş ayarı onu dinlemesi gerçekten ilginç kılıyor.)
Refrain – Nakarat
- Örnek cümle: The refrain of this song is repeated several times throughout the song. (Bu şarkının nakaratı, şarkının birkaç kez tekrarlanıyor.)
Arpeggio – Arpej
- Örnek cümle: The song starts with a beautiful arpeggio played on the piano. (Şarkı, piyanoda çalınan güzel bir arpej ile başlıyor.)
Crescendo – Crescendo
- Örnek cümle: The orchestra’s crescendo was so powerful that it gave me goosebumps. (Orkestranın crescendo performansı o kadar güçlüydü ki tüylerim diken diken oldu.)
Diminuendo – Diminuendo
- Örnek cümle: The song ends with a soft diminuendo. (Şarkı yumuşak bir diminuendo ile sona eriyor.)
Counterpoint – Karşıt Melodi
- Örnek cümle: The counterpoint between the violin and the cello was really interesting. (Keman ve çello arasındaki karşıt melodi gerçekten ilginçti.)
Glissando – Glissando
- Örnek cümle: The pianist performed a beautiful glissando in the middle of the song. (Piyanist, şarkının ortasında güzel bir glissando performansı sergiledi.)
Vibrato – Vibrato
- Örnek cümle: The singer used a lot of vibrato during the emotional parts of the song. (Şarkıcı, şarkının duygusal kısımlarında birçok vibrato kullanmıştı.)
Staccato – Staccato
- Örnek cümle: The piano player played the notes in a staccato style, giving the song a playful feel. (Piyano çalan müzisyen notaları staccato tarzında çaldı ve şarkıya oynak bir hava kattı.)
Falsetto – Falset Ses
- Örnek cümle: The singer hit an incredible falsetto note during the chorus. (Şarkıcının nakarat sırasında müthiş bir falsetto notası yakaladı.)
Legato – Legato
- Örnek cümle: The violinist played the notes smoothly and connected them with legato technique. (Keman sanatçısı notaları düzgün bir şekilde çaldı ve legato tekniğiyle birbirine bağladı.)
Open English İle Hobilerinde Profesyonelleş
İngilizce müzik terimlerini öğrenmek için Open English’i seçmenin birçok avantajı var. Öncelikle, eğitmenlerimiz sana İngilizce müzik terimleri ve diğer konularda doğru ve net bir şekilde anlatmaları için özel olarak eğitilmiş profesyonellerdir.
Ayrıca, müfredatımız seviyene uygun olarak tasarlandı. Böylece öğrenme sürecin senin için en uygun şekilde ilerler. Ve en önemlisi, Open English online İngilizce kursu olduğu için, herhangi bir yerden, herhangi bir zamanda dilediğin gibi öğrenebilirsin.
Open English’e katılarak, İngilizce müzik terimleri gibi konularda kendini geliştirebilir ve müzikle ilgili konuşmalarında kendini daha rahat ifade edebilirsin. İngilizce müzik dersleri almaya ek olarak, İngilizce dil becerilerini de geliştirebilmen mümkün! İngilizce öğrenmek, seni en az müzik kadar farklı bir dünya ile tanıştıracaktır.
Open English ile İngilizce öğrenmek için bugün bize katıl ve yeni bir maceraya atıl. Yanda bulunan formu doldur, arkadaşlarımız seni arasın!