ingilizce içinde wait geçen phrasal verbler

İngilizce İçinde “Wait” Geçen Phrasal Verb’ler


6 dakikalık okuma

İngilizce dil bilgisinin önemli bir öğesi olan phrasal verbs, yani bir fiilin bir veya daha fazla önlem (preposition) veya zarf (adverb) ile birleşerek yeni bir anlam kazandığı yapılar, dilin zenginliğini ve esnekliğini artırır. Bu yazıda, İngilizce “wait” kelimesinin içinde geçtiği bazı phrasal verb’leri inceleyeceğiz. İngilizce “wait” kelimesi, bekleme eylemiyle ilişkilendirildiği için bir dizi ifadede farklı anlamlar kazanır. Bu phrasal verb’ler, beklemenin ötesinde, beklemenin nasıl gerçekleştiği, hangi koşullarda olduğu veya bekleme sırasında ne tür eylemler yapıldığı gibi detayları vurgular. Bu yazıda, İngilizce wait kelimesinin içinde geçen phrasal verb’lerin çeşitli örneklerini ele alarak, bu ifadelerin günlük dilde nasıl kullanıldığını anlamaya çalışacağız.

Phrasal Verb’ler hakkındaki tüm bilgileri öğrenmek için sayfada yer alan formu doldur, ekip arkadaşlarımız seni hızlıca arasın ve online İngilizce uygulama aboneliğini hemen başlatsın.

Phrasal Verb Nedir?

Phrasal verb, İngilizce konuşma dilinde sıkça kullanılan bir dil bilgisi yapısıdır ve günlük iletişimde sıkça rastlanan ifadelerdir. Bu yapılar, bir fiilin bir veya daha fazla önlem (preposition) veya zarf (adverb) ile birleşerek yeni bir anlam kazanmasını ifade eder. Phrasal verb’ler, genellikle özgün anlamları ile birleşerek daha spesifik veya figüratif anlamlar elde etmeye yardımcı olurlar. Phrasal verb’ler, genellikle öğrenenler için zorlu olabilir, çünkü phrasal verb’lerin anlamları çoğu zaman diğer özgün kelimelerin anlamlarından farklıdır.

ingilizce wait nedir

İngilizce Wait Nedir?

İngilizce wait kelimesi, genel olarak beklemek, birini veya bir şeyi belirli bir süre boyunca gözlemek veya bir olayın gerçekleşmesini beklemek anlamına gelir. İşte İngilizce wait kelimesinin bazı kullanımları:

Genel Bekleme: I will wait for you at the café. / Seni kafede bekleyeceğim.

Bir Hizmet Almak İçin Bekleme: Please wait in the waiting area until your name is called. / Lütfen adınız çağrılana kadar bekleme alanında bekleyin.

Bir Kararı Bekleme: I can’t wait to hear the results of the exam. / Sınavın sonuçlarını duymak için sabırsızlanıyorum.

Bir İşlemi Tamamlamak İçin Bekleme: Wait a moment; I’ll be right back. / Bir an bekleyin; hemen döneceğim.

Bir Durumu Bekleme: The patient is waiting for test results. / Hasta test sonuçlarını bekliyor.

İngilizce wait kelimesi; bir şeyin gerçekleşmesini veya bir durumun değişmesini beklemek, birinin gelmesini beklemek veya bir hizmeti almak için sabırla beklemek anlamına gelir. Bu kelime, günlük konuşmada ve yazılı iletişimde sıkça kullanılan yaygın bir İngilizce kelimedir.

ingilizce içinde wait geçen phrasal verbler nelerdir

İngilizce İçinde “Wait” Geçen Phrasal Verb’ler

İngilizcede, İçinde İngilizce wait kelimesi bulunan ve farklı anlamlar içeren birçok cümle yer alıyor. Şimdi, farklı cümleleri ayırmada çok işine yarayacak İngilizce wait içeren phrasal verbleri öğrenme zamanı. İşte, İngilizce wait kelimesini içeren bazı phrasal verb’lerin detaylı açıklamaları:

  • Wait for:

Beklemek, bir şeyin gerçekleşmesini beklemek.

Örnekler:

I’m waiting for the bus to arrive. (Otobüsün gelmesini bekliyorum.)

We waited for hours for the rain to stop. (Yağmurun durması için saatlerce bekledik.)

He’s waiting for her response to his proposal. (Teklifine verilecek cevabını bekliyor.)

  • Wait on:

Hizmet etmek, birine hizmet etmek.

Örnekler:

The restaurant staff waited on us attentively. (Restoran personeli bize dikkatlice hizmet etti.)

She enjoys being waited on when she goes to a spa. (Spaya gittiğinde kendisine hizmet edilmesinden hoşlanır.)

The butler waited on the guests during the entire event. (Müşterek olay boyunca uşak konuklara hizmet etti.)

  • Wait up:

Uykusuz beklemek, birinin geç gelmesini beklemek.

Örnekler:

I’ll wait up for you until you come home. (Eve dönene kadar seni uykusuz bekleyeceğim.)

Don’t wait up for me; I might be out late tonight. (Beni uykusuz beklemeyin; bu gece geç saatlere kadar dışarıda olabilirim.)

She waited up all night for her child to return. (Çocuğunun geri dönmesini beklemek için tüm gece uykusuz bekledi.)

  • Wait out:

Bir durumu beklemek, sabırla durumu geçirmek, sabırla beklemek.

Örnekler

We decided to wait out the storm before leaving. (Gitmeden önce fırtınayı beklemeye karar verdik.)

We decided to wait out the storm in the safety of our home. (Fırtınayı evimizin güvenliğinde sabırla beklemeye karar verdik.)

They chose to wait out the traffic jam at a nearby café. (Trafik sıkışıklığını yakındaki bir kafede sabırla beklemeyi tercih ettiler.)

  • Wait around:

Boşuna beklemek.

Örnekler:

I’m not going to wait around for an opportunity; I’ll create one. (Bir fırsat için boşuna beklemeyeceğim; ben bir tane yaratacağım.)

I don’t want to wait around for the meeting to start. Let me know when it’s about to begin. (Toplantının başlamasını beklemek istemiyorum. Başlamak üzere olduğunda bana haber ver.)

He asked me to wait around until he finished his phone call. (Bana telefon görüşmesini bitirene kadar beklememi istedi.)

  • Wait in:

İçeride beklemek.

Örnekler:

I’ll wait in until you get back. (Dönene kadar içeride bekleyeceğim.)

I’ll wait in until you return from your appointment. (Randevundan dönene kadar içeride bekleyeceğim.)

Please wait in if you arrive before the scheduled time. (Eğer belirlenen zamandan önce gelirseniz lütfen içeride bekleyin.)

  • Wait behind:

Geride beklemek, diğerlerinden sonra kalmak.

Örnekler:

I need to wait behind after the meeting to discuss something with the manager. (Toplantıdan sonra bir şeyi müdürle konuşmak için geride beklemem gerekiyor.)

She had to wait behind after the class to discuss her grades with the professor. (Notları hakkında profesörle konuşmak için dersin ardından beklemek zorunda kaldı.)

The team decided to wait behind for additional instructions from the coach. (Takım, koçtan ek talimatlar almak için geride beklemeye karar verdi.)

  • Wait off:

Bir şeyin sona ermesini beklemek.

Örnekler:

Let’s wait off until the crowd clears before leaving. (Ayrılmadan önce kalabalığın dağılmasını bekleyelim.)

Let’s wait off on making a decision until we have more information. (Daha fazla bilgiye sahip olana kadar bir karar vermekte bekleyelim.)

We should wait off on starting the project until the new team member joins us. (Yeni takım üyesi bize katılana kadar projeyi başlatmaktan beklemeliyiz.)

Bu örnekler, “wait” kelimesini içeren phrasal verb’lerin kullanımını daha iyi anlamana yardımcı olacaktır. Her bir örnek, ifadenin farklı bağlamlarını ve kullanım alanlarını göstermektedir.

İngilizcede, İngilizce wait kelimesi gibi w harfi ile başlayan birçok phrasal verb bulunuyor. Bu phrasal verb’leri pratik bir şekilde öğrenmek için W İle Başlayan Phrasal Verb’ler ve Türkçe Karşılıkları başlıklı yazımızı okuyabilirsin.

open english ile phrasal verbleri öğren

Open English İle Phrasal Verb’leri Öğren!

İngilizcede bulunan onlarca phrasal verb’den birini öğrendin. Diğer phrasal verb’ler hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için %100 online İngilizce uygulaması Open English’e abone olabilirsin. Open English’te seviyene en uygun noktadan başlayarak İngilizceni geliştirebilirsin. Ana dili İngilizce olan uzmanlarla yapacağın İngilizce pratik sayesinde Open English’te sadece phrasal verb’leri değil İngilizceye dair her şeyi öğrenebilirsin.

Open English’te uzmanların moderatörlüğünde açılan canlı İngilizce konuşma oturumları sayesinde öğrendiğin bilgileri pekiştirebilirsin. İnteraktif ünitelere, sınırsız erişim hakkı sayesinde dilediğin yer ve saatte, dilediğin kadar İngilizce çalışabilirsin. Open English’e üye olmak için sayfadaki formu doldurman yeterli. Seni en kısa sürede arayacağımıza emin olabilirsin.

Share

Yorum yazabilirsin

*Üye olmaya gerek yoktur.





Gelecekteki yorumlarım için bilgilerimi kaydet.