
Dilin Kökenine Dair Teoriler
Aralık 9, 2023
Dil, insanın onu diğer canlılardan ayıran bir özelliğidir. Dilin kökeni belki de insanlığın cevabına ulaşmaya çalıştığı en eski sorulardan biridir. Fakat insan dilinin nasıl doğduğu yüzyıllardır araştırmacıların merak ettiği bir konu olmasına rağmen, bu konuda net bir bilgiye ulaşılması mümkün olmamıştır. Bu konu antropolog, arkeolog, felsefeci ve dilbilimci gibi çeşitli araştırmacıların, dilin kökeni üzerine teorileri ve araştırmaları sonucunda yaptıkları tahminlerle sınırlıdır.
Bu teorilerin dışında, dilin kökeninin hiçbir zaman bilinemeyeceğini savunan araştırmacılar da olmuştur. Bu anlamda, dilin nasıl oluştuğuna ve ilk sözcüklere dair farklı görüşler ve teoriler mevcuttur. İlk dil nasıl doğdu, ilk konuşma nasıl gerçekleşti gibi sorulara günümüzde yanıt aramaya devam edilmektedir. İşte biz de bu yazımızda, dilin kökeni ile ilgili teorilerden en bilinenleri, hatta tabiri caizse “adı üstünde” diyebileceklerimizi derledik.
Eğer İngilizceyi A’dan Z’ye öğrenmek ve dilin köklerine inmek istiyorsan Open English doğru adres! Ana dili İngilizce olan eğitmenlerle 7/24 online derslerden İngilizce konuşabilir, hemen bugün kaydolabilirsin. Daha fazla bilgi almak istersen bu sayfadaki formu doldurman yeterli.
En sade haliyle tanımlayacak olursak, dil bir iletişim aracıdır. Duygu ve düşüncelerimizi aktarmamızı sağlayan bu yegane aracı başlatan kıvılcımın ne olduğu ile ilgili teorilerden bazıları şunlardır:
-
Bow-Wow Dil Teorisi
Bu teoriye göre, dil ilk olarak insanların doğadaki çeşitli sesleri taklit etmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, ilk sesler yansıma, başka bir deyişle onomatopoeic sözcüklerdir. Bu yansıma sesler canlı veya cansız olabilir.
Örneğin, gök gürültüsü, su sesi, patlama, vızıltı, tıslama ve çeşitli hayvan sesleri gibi. Fakat bu yansıma sözcüklerin her filde farklı olması ve ses çıkarmayan şeylerin nasıl adlandırılmış olabileceğine dair bir görüş sunulmaması teoriyi geçersiz kılmaktadır. Bu anlamda, Türkçede köpeklerin çıkardığı sesin “hav hav” olarak adlandırılmış olması ama İngilizcede “woof woof” veya “bow wow” şeklinde kullanılması karşıt görüş olarak örnek verilmektedir.
-
Ding-Dong Dil Teorisi
Ding-Dong teorisine göre, dilin doğa ile bağlantılı olduğu savunulmaktadır. Bu anlamda, teoriyi desteklemek adına ses simgeciliği örnekleri, yani nesnelerin çıkardıkları sese göre adlandırıldığı örnekler verilmektedir. Fakat bu teori hem ses ve sözcük arasında bir bağ olduğunu kanıtlayamamakta hem de Bow-Wow teorisinde olduğu gibi ses çıkarmayan nesnelerin nasıl adlandırıldığına dair bir açıklama getirememektedir.
Efektif bir şekilde İngilizce çalışmak istersen hemen yan taraftaki formu doldurarak ilk adımı atabilirsin.
-
Pooh-Pooh Dil Teorisi
Bu teori, dili oluşturan kıvılcımın ünlemler olduğunu savunmaktadır. İnsanların sevinç, acı, şaşırma ve heyecan gibi duygularını ifade eden ünlemlerin (‘Of’, ‘Oh’ vb.) dili oluşturduğu iddia edilmektedir. Fakat bu teoride, duygu belirtmeyen ifadelerin nasıl adlandırılmış olabileceğine dair bir görüş yoktur. Bunun dışında, ünlemlerin de her dilde farklı olabilmesi teorinin geçerliliğini sorgulatmaktadır. Örneğin, canımız yandığında Türkçede “ah” dediğimiz ünlem İngilizcede “ouch” şeklinde adlandırılmıştır.
-
Yo-He-Ho Dil Teorisi
Yo-He-Ho teorisi, insanların fiziksel aktiviteleri esnasında çıkardığı homurtu ve inilti gibi seslerin dilin kökeni oluşturduğunu savunmaktadır. Örneğin, ağır bir şeyi kaldırırken veya iterken nefesin fiziksel aktiviteye uydurulmasıyla oluşan ritmik sesler gibi. Fakat diğer teorilere benzer şekilde, bu teori de birçok kelimenin nasıl oluştuğunu net olarak açıklayamamaktadır.
-
La-La Dil Teorisi
Dilbilimci Otto Jespersen’in ortaya attığı bu teoriye göre, dilin oyun, şarkı, müzik ve aşk/sevgi ifadelerinden doğmuştur. Ayrıca ilk sözcüklerin ünlem veya homurdanma gibi kısadan ziyade uzun ve müzikal olduğunu savunmaktadır. Bu teorinin eleştirildiği nokta ise duygu barındırmayan sözcüklerin nasıl adlandırıldığını açıklayamaması olmuştur.
-
Ta-Ta Dil Teorisi
Bu teoriye göre dil; jest, mimik ve beden hareketlerinin ağız ile gösterilmeye çalışılmasıyla ortaya çıkmıştır. Darwin bu teoriyi desteklemekle birlikte her sözcüğün adlandırılışının bu teori ile açıklanamayacağını da belirtmiştir. Bir diğer sorun ise kültür farklılıklarının jest, mimik ve beden hareketlerini de etkiliyor olmasıdır.
Örneğin, hem bizim kültürümüzde hem de dünyanın çoğunluğunda onaylama anlamına gelen başı aşağı yukarı sallama hareketi bazı ülkelerde onaylamama, yani “hayır” anlamına gelmektedir.
Sonuç olarak, insanların dil kullanma yetisi; evrim ve sosyal etkileşim gibi çeşitli faktörlerin birleşimiyle şekillenmiştir, fakat ilk olarak nasıl doğduğu hala gizemini korumaktadır. Bu teoriler, biraz da olsa dilin çok katmanlı doğasını ve evriminin karmaşıklığını anlamak adına atılmış önemli adımlardandır.
Open English ile İngilizcenin Köküne İn!
Online İngilizce kursu Open English olarak, 15 yıllık deneyimimizle 1.5 milyondan fazla öğrenciye İngilizce öğretmekteyiz. Dilersen sen de kolayca İngilizce öğrenebilir ya da İngilizce seviyeni daha ileriye taşıyabilirsin.
Open English ailesine dahil olmanın avantajları ne diye merak ediyorsan; ana dili İngilizce olan eğitmenlerle bire bir dersler, 7/24 sınırız içerik erişimi, online konuşma grupları, TOEFL, IELTS ve TOEIC sınavlarına hazırlık bunlardan yalnızca birkaçı.
Eğer sen de İngilizcenin köküne inmek ve dil becerilerini bir üst seviyeye taşımak istersen, hemen bugün kaydolabilirsin! Tek yapman gereken sayfamızdaki iletişim formunu doldurmak. Hadi, daha fazla geç kalma, hemen Open English’e gel ve İngilizce öğrenmeye başla!