ingilizce bahane cümleleri

İngilizce Bahane Cümleleri


7 dakikalık okuma

İngilizceyi günlük hayatımızda kullanmaya başladığımızda derdimizi, sıkıntımızı veya bahanelerimizi rahatlıkla karşı tarafa aktarabilmemiz gerekir. Bu sebeple bahanemizi anlatmak için kullanacağımız cümlelere hâkim olmamız oldukça önemlidir. Bu yazıda kısaca özür dileme kalıplarından ve bahaneler ile ilgili örnek cümle kalıplarından bahsedeceğiz.

İngilizce Özür Cümleleri

İngilizce özür cümleleri tahmin edebileceğin üzere yanlış yaptığımız bir durumda, birini duygusal veya fiziksel olarak incittiğimizde veya yalnızca kibar davranmak için kullanabileceğimiz cümlelerdir. Bu özür cümlelerinin kullanım alanı yerine ve zamanına göre farklılık gösterebilir. İngilizce özür cümleleri ve örnekleri hakkında detaylı bilgi almak istersen linke tıklayabilirsin.

  •     I’m sorry. (Özür dilerim.)
  •     I apologize. (Özür dilerim.)
  •     I beg your pardon. (Kusura bakmayın.)
  •     Please forgive me. (Lütfen beni affet.)
  •     I didn’t mean to do that. (Onu demek istemedim/ Öyle söylemek istemedim.)
  •     I feel terrible about what happened. (Olanlar için kötü hissediyorum.)
  •     That was my mistake, and I’m sorry. (Benim hatamdı, üzgünüm.)
  •     I want to apologize for my behavior. (Hareketim/ davranışım için özür dilemek isterim.)
  •     I realize I was wrong, and I’m sorry. (Hatalı olduğumu fark ettim, özür dilerim.)
  •     I’m so sorry for any inconvenience I may have caused. (Sebep olduğum rahatsızlık için çok özür dilerim.)

ingilizce bahane cümleleri nasıl kullanılır

İngilizce Bahane Cümleleri Nasıl Kullanılır?

Yabancı bir dil konuşurken anadilimizden bağımsız düşünmemiz gerekir. Yani, bir cümleyi kurarken Türkçe değil İngilizce düşünmek gerekir. Hem akıcı İngilizce konuşmak hem de cümle yapısını doğru kurabilmek için bu oldukça önemli bir adımdır. Ancak “Kendimi nasıl açıklayacağım, ne söyleyeceğim, ya kendimi yanlış ifade edersem?” gibi sorulara kapılıp gidiyorsan “Türkiye’de olsam ne derdim, Türkçe açıklamam gerekirse nasıl açıklardım?” gibi soruları konuşma yapmadan önce kendine sorarak karşı tarafla daha iyi iletişim kurma fırsatı yakalayabilirsin.

Unutma ki, bu soruları cümle kurarken değil, kendini ifade etmekte zorlandığın kısımlarda sormalısın. Örneğin, trafik sıkışık olduğunda karşı tarafa basitçe “Trafik çok sıkışıktı, kusura bakmayın.” deriz. İngilizcede de bu ifade aynı şekilde kullanılabilir. Aşağıda yer alan cümleler ile söylediklerimizi çok daha net anlayabilirsin. Şimdi birlikte aşağıdaki örneklere ve çevirilerine göz atalım.

  •     I’m sorry I’m late. There was heavy traffic on the way here. (Üzgünüm, geciktim. Trafik çok sıkışıktı.)
  •     I couldn’t complete the assignment because my computer crashed. (Bilgisayarım çöktüğü için ödevimi tamamlayamadım.)
  •     I apologize for not responding to your email earlier. It got lost in my spam folder. (Mailinize daha erken cevap veremediğim için özür dilerim. Spam kutumda kaybolmuştu.)
  •     I’m sorry I missed your call. I was in a meeting at the time. (Üzgünüm aramana cevap veremedim. Bir toplantıdaydım.)
  •     I can’t make it to the party tonight because I’m feeling under the weather. (Bu akşamki partiye katılamayacağım çünkü keyifsiz hissediyorum.)
  •     I forgot to bring the documents you needed. Can I bring them tomorrow instead? (İhtiyacın olan dosyaları getirmeyi unuttum. Onun yerine yarın getirebilir miyim?)
  •     I’m sorry for the confusion. I misunderstood the instructions. (Karışıklık için özür dilerim. Yönergeleri yanlış anlamışım.)
  •     I missed the deadline because I had a family emergency that I had to attend to. (Aile ile ilgili katılmam gereken acil bir durum olduğu için bitiş tarihini kaçırdım.)
  •     I’m sorry for my behavior. I was going through a rough patch and didn’t mean to be rude. (Davranışım için üzgünüm. Zor bir dönemden geçiyordum ve kaba davranmak istememiştim.)
  •     I couldn’t attend the meeting because my flight was delayed due to bad weather. (Toplantıya katılamadım çünkü uçuşum kötü hava sebebiyle rötar yaptı.)
  •     I’m sorry, I can’t come to the party because I have to study for an exam. (Özür dilerim, sınava çalışmam gerektiği için partiye gelemeyeceğim.)
  •     I didn’t finish my homework because I was sick yesterday. (Dün hasta olduğum için ödevimi bitiremedim.)
  •     I’m sorry for being late, the bus was delayed. (Geç kaldığım için özür dilerim, otobüs gecikti.)
  •     I can’t stay longer, I have to pick up my sister from school. (Daha uzun kalamam, kardeşimi okuldan almam gerekiyor.)
  •     I forgot to bring my book, can I borrow yours? (Kitabımı getirmeyi unuttum, seninkini ödünç alabilir miyim?)
  •     I’m sorry for the mistake, I didn’t understand the instructions properly. (Hata için üzgünüm, yönergeleri tam olarak anlamadım.)
  •     I can’t meet you at that time, I have a doctor’s appointment. (Seninle zamanında buluşamayacağım, bir doktor randevum var.)
  •     I missed your call because my phone was on silent mode. (Telefonum sessizde olduğu için aramanı kaçırdım.)
  •     I’m sorry, I can’t go to the concert because I don’t have enough money. (Özür dilerim, konsere gelemeyeceğim çünkü yeterli param yok.)
  •     I apologize for the confusion, I thought the meeting was on a different day. (Karışıklık için üzgünüm, toplantı başka bir gün olacak sandım.)

ingilizce bahaneler ile ilgili diyaloglar

İngilizce Bahaneler ile İlgili Diyalog

Bu bölümde İngilizce bahaneleri pratikte daha iyi kullanabilmek için örnek bir diyaloğa yer vereceğiz. Sen de aklına gelen bir bahane cümlesini yorumlara yazabilir, kendi deneyimlerinden bahsedebilirsin.

Jane: Hey, sorry I’m late. I got caught up with something.
(Hey, üzgünüm geciktim. Bir şeye takıldım.)

Caught up bir işe takılı kalmak ve bir olaya istemsizce dahil olmak gibi anlamlarda kullanılır. Dolayısıyla bu cümlede bir şeye takıldım olarak çevirdik ancak tam karşılığı iş eylemi içeren bir şeye takılıp kalmak anlamındadır.

Tom: No worries, what happened?
(Sorun değil, n’oldu?)

Jane: I had to drop off my little sister at school, and traffic was really bad.
(Kardeşimi okula bırakmam gerekti ve trafik çok kötüydü.)

Tom: Oh, that’s understandable. Did you get stuck in the traffic for a long time?

(Oh, bu anlaşılır. Trafikte uzun süre sıkışıp kaldın mı?)

Jane: Yeah, it took me almost an hour just to get through it.

(Evet, sadece trafikten çıkmam bir saatimi aldı.)

Get through bu cümlede zor bir olayın üstünden gelmek anlamında kullanıldı. Dolayısıyla trafikten çıkmam bir saatimi aldı derken cümlede trafik kelimesi geçmemesine rağmen çevirinin daha anlamlı olması için bu şekilde çevirdik.

Tom: Well, I’m glad you made it. Let’s get started with the meeting.

(Başardığına sevindim. Hadi toplantıya başlayalım.)

Jane: Actually, there’s something else I need to tell you. I’m not feeling too well today. (Aslında size söylemem gereken başka bir şey daha var. Bugün kendimi pek iyi hissetmiyorum.)

Tom: Oh, I’m sorry to hear that. Are you feeling okay?

(Bunu duyduğuma üzüldüm. İyi hissediyor musun?)

Jane: I have a headache and a bit of a fever. I don’t think I can concentrate on the meeting. (Baş ağrım ve biraz ateşim var. Toplantıya odaklanabileceğimi sanmıyorum.)

Tom: No problem, your health is more important. We can reschedule the meeting for another time.

(Sorun değil, sağlığın daha önemli. Toplantıya daha sonrası için tekrar planlayabiliriz.)

Jane: Thank you for understanding. I really appreciate it.

(Anlayışınız için teşekkür ederim. Gerçekten minnetarım.)

Tom: Of course, take care of yourself and get some rest. We can discuss the details of the meeting when you’re feeling better.

(Tabii ki, kendine dikkat et ve biraz dinlen. Daha iyi hissettiğinde toplantı detaylarını görüşebiliriz.)

Jane: Sounds good. Thanks for being so understanding.
(Anlayışlı olduğunuz için çok teşekkürler.)

ingilizce bahane cümlelerini open english ile öğren

Open English İle Tanış!

Online İngilizce eğitiminde lider Open English’in kapsamlı eğitim programları sayesinde kusursuz öğrenme sağlayabilir, online eğitimler ile gittiğin her yerde İngilizce öğrenmeye devam edebilirsin. Open English’in sana özel hazırladığı seviye eğitim planı ile eğitimine kendi İngilizce seviyenden devam edebilir, bildiklerini pratiğe dökme şansı yakalayabilirsin. İlgili öğretmenler, kapsamlı içerikler, pratik yapabileceğin quizler ve canlı derslerle dolu dolu bir eğitim hayatına hazır mısın? Hemen formu doldur, uzmanlarımız seninle iletişime geçsin!

Share

Yorum yazabilirsin

*Üye olmaya gerek yoktur.





Gelecekteki yorumlarım için bilgilerimi kaydet.